Hunger Games Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Hunger Games Rpg

May the odds be ever in your favor!
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Arriane

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Arriane Pauroso
2. Mıntıka Vatandaşı
2. Mıntıka Vatandaşı
Arriane Pauroso


Kadın Mesaj Sayısı : 10
Kayıt tarihi : 06/05/12
Silah : Zehirli Zincir
Evcil Hayvan : Copper
Hobiler : birilerine saniyede 5685641 tane tokat atmak, bıçak bilemek, antrenman yapmak

Arriane Empty
MesajKonu: Arriane   Arriane Icon_minitimePaz Mayıs 06, 2012 11:29 am

    Sessizlik, dudaklarına mührünü koyarken ruhu son şarkısını söylüyordu kendi yasak köşesinde. Zihnindeki kelimeler gökyüzündeki yıldızlar gibi birer birer kayboluyor, bilinci kendini yok edilmesi gereken karanlıklara sürüyordu. Bir tek kalbi kalmıştı ellerinde fakat o da bütün gerekenlerden yoksundu işte. Bir süre sonra o da kendini kaybedecek, tek amacı bu etten kalıbın her köşesine dağıtması gereken kanı umursamazlıkla karıştırmak olacaktı. Ailesi olması gereken canavar topluluğu ona öyle öğretmemiş miydi zaten? Bunca yıkım, dökülen kanlar, zorla çığlık attırılan bedenler bunun için değil miydi? Ayaklı bir ölüm makinesi yaratmak, bunu kendi karanlıklarını dünyaya yaymak için kullanmak… Eski halinin aksine kendisinden yapılması istenen her şeye uyuyordu işte.

    “Sanırım benimle gurur duymanız için sizi öldürmemem gerekirdi. Her neyse, takdiriniz umurumda değil.”
    Taştan bir odanın ortasındaydı ve onunla kan bağı olabilecek herkesten, ona nasıl bir şeytan olacağını öğreten kişilerden kalan tozlar siyah camdan kavanozların içinde çaresizce bekliyorlardı. Doğup büyüdüğü koca malikânenin içinde ona işkence eden kim varsa hepsi layığını bulmuştu kısacası. Arriane kendisinin ve küçük kardeşinin attığı çığlıkların intikamını çok daha fazla kan ve affedilmek için yalvaran bedenlerle almıştı. Alınması gereken canlar alınmış, ödenmesi gereken borçlar ödenmişti. Peki, neden içinde büyük bir boşluk vardı hala? Her şeyi içindeki o boşluk kapansın diye yapmamış mıydı? O insanlar öldükçe Arriane’in bedeninde açılan yaralar kapanmayacak, her gece uyumasına engel olan korkuları son bulmayacak mıydı? Geriye tek bir kişi bile kalmamıştı fakat neden hiçbir şey düzelmemişti? Hızla, oturduğu koltuktan kalktı."Bana yaptıklarınıza bir bakın. Tabi kendi halinize de. Bu yaptıklarım için beni suçlayamazsınız. Kimse beni suçlayamaz. Sizin yüzünüzden masumlar öldü. Sizin yüzünüzden küçücük bir çocuk öldü! Kendi kanınızdan, kendi canınızdan! O canı korumanız gerekirken her gün ayrı bir işkence türüyle gittiniz onun yanına... Nefesi kesilir gibi oldu. Boğazında kalan yumruklar, atılmayı bekleyen çığlıklar ve artık var olmayan gözyaşlarına karışıyordu sanki. Gözleri buğulandığında siyah deri koltuğa yeniden oturdu ve başını göğsüne doğru eğip ellerinin arasına aldı. Hayır, ağlamayacaktı. En son ne zaman ağladığını, nasıl ağlanıldığını hatırlamıyordu. Daha üç yaşına girmeden gücü konusunda eğitimlere başlamış, her başarısızlığı karşısında işkencelere maruz kalmıştı. İşkenceler sonucunda ağlamanın ona bir getirisi olmadığını fark ettiğinden beri de hiç ağlamamıştı. Ağlayacak gibi hissettiğinde tırnaklarını avuçlarına batırır ve acının Arriane'i kendisine getirmesini beklerdi. Acıyla eğitim görmüş, acıdan nefret etmiş yine de acıya bağlanmış biriydi o. Büyüdüğünde kendisinden istenilenlere karşı çıkabilmesini, onlara direnebilmesini ve aklını başında tutabilmesini sağlayan yegane şeylerden biri acıydı. Bir diğeri ise onun yüzünden acı çekmiş olan kardeşi...
    "Ben size direndikçe siz ona yüklendiniz. Evet, onun ölümünde benimde büyük suçum var bunun farkındayım. Ben size bu kadar direnmeseydim o..."
    Birden bire gözlerinin önüne gelen görüntüler yüzünden hızla kafasını kaldırdı. Kardeşinin küçük, narin bedeni karşısında duruyordu. Bembeyaz teni üzerinde tek bir çizik bile görünmüyordu. Gözlerinde, işkencelerden bitap düşmüşken bile kaybolmayan bir ışık vardı yine. Küçük pembe dudaklarına yayılmış kocaman bir gülümsemeyle Arriane'e bakıyordu. Arriane şaşkınlık içinde ayağa kalkarken görüntü kaybolmuş ve taş odanın eski demir kapısının önünde yeniden belirmişti. Hala sersemlemiş halinden kurtulamayan genç kız kararsız adımlarla kardeşinin hayalinin peşinden gitti. Görüntü tekrar kaybolup başka bir noktada yeniden varoluyordu. O taş odanın bulunduğu zindandan çıktılar önce, daha sonra malikanenin havuzlu ön bahçesinden geçtiler. Orada Arriane'in açtığı bir gizli geçitten geçip malikanenin dışına çıkıp eski bir kulübeye girdiler. Genç kız kardeşini bu geçitten çok fazla kaçırmıştı geçmişte. Her seferinde o lanet olası yeri bırakıp kardeşiyle beraber uzak diyarlara gitmenin hayallerini kurmuştu ama bu imkansızdı.Onları bulmaları ailesinin bir saniyesini bile almazdı çünkü. Sadece bu ahşap kokan, tahta kurularıyla dolu, kirli kulübede bulamazlardı onları. Arriane bu yüzden kulübede hiçbir şeyin yerini değişmez, aksi taktirde bu yerin büyüsünün bozulacağını düşünürdü. Zihninden bütün bunların geçmesi üzerine bir de duyguları eklenince iç geçirmekten kendini alamadı Arriane. Tahta duvarların oyuklarında ellerini gezdirerek, geçmişin tozlu anılarını koklayarak içeriye doğru ilerlemeye devam etti. Henüz kardeşinin hayali kendini göstermemişti, ona mutlu olabilecek tek hatıralarıyla baş başa kalabilmesi için biraz zaman veriyordu anlaşılan.
    Derin derin nefes almaya başladı bütün o anılar zihnini işgal etmeye başlayınca. Yuva adını taktığı bu eski yere adım atmayalı ne kadar zaman geçmişti kim bilir? Bütün hayatı boyunca korkmadan gülümseyebildiği tek yer yine sihrini göstermiş, yıllardır bir kaç kelime söylemenin haricinde hareket etmeyen dudaklarında minik kıpırtılara sebep olmuştu. O zamanlar ki haliyle şimdi arasında hiçbir benzerlik yoktu. Bütün ailesinin diretmesine karşı karanlığa yüz vermemiş, sadece kendisinin görebildiği o titrek beyaz ışığa tutunmuştu hep. İnadına daha da aydınlığa dönmüş, ürkek ışığı büyütmüştü içinde. Peki şimdi... O ışık artık neredeydi? Küçük kardeşi ruhunu son kez gecelere teslim ederken sonsuza kadar yitip gitmiş miydi? Hiç görememişti o andan beri. Kardeşinin intikamını alacağını söylediğinde, ailesinin gösterdiği karanlığın başka bir yüzüne sığında sonsuza kadar kaybetmişti onu.
    Kardeşinin hayali şöminenin önündeki eski yerinde gözüktüğünde kendine gelebildi ancak Arriane. Karşısındaki küçük kız sıcacık gözlerle ablasına bakıyordu. Daha sonra arkasına döndü ve hiçbir zaman yandığını görmediği şömine bir anda alev aldı. "Bak" dedi yumuşacık ses tonuyla. Ve Arriane baktı. Alevlerde eski anıları vardı, kendisinin hatırlayabildiğinden çok daha fazlasıydı bu gördükleri. Gülümsemesi çok genişti, hatta kahkahaları eşlik ediyordu kardeşinin neşeli cıvıltılarına. "Bu sensin Arri. Bak oraya. Sen aslında busun. Gülmeyi, eğlenmeyi, eğlendirmeyi bilen, sert ama duygusal Arri'sin sen" Görüntüler kardeşinin ölümüyle değişmeye başlamıştı. Artık gülümsemeler yerini intikam ateşiyle yanan gözlere, kardeşini güldürmek için yaptığı espirilerin yerini ise nefret dolu sözcükler almıştı."Bu sen değilsin işte." Görüntüler kayboldu.[/color]Küçük adımlarla yaklaşıp elini ablasının yanağına koydu. Somut bir deriden çok sıcak, yumuşak bir rüzgar hissetti. "Yapma" dedi ve birden kayboldu. Yerini sonsuza kadar kaybolduğunu sandığı beyaz ışık almıştı."Bunu istemiyorsun, yapma artık"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Reid Maxwell
10. Mıntıka Açlık Oyunları Galibi
10. Mıntıka Açlık Oyunları Galibi
Reid Maxwell


Erkek Mesaj Sayısı : 33
Kayıt tarihi : 06/05/12

Arriane Empty
MesajKonu: Geri: Arriane   Arriane Icon_minitimePaz Mayıs 06, 2012 12:57 pm

    #Yazım ve İmla (10/10)
    #Kurgu (15/14)
    #Akıcılık (20/19)
    #Betimleme (25/24)
    #Uzunluk (15/15)
    #Renklendirme ve Düzen (10/5)
    #Bonus (5/5)


    92
    Keyifli rpler.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Arriane
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Arriane

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Hunger Games Rpg :: Karakter Yaratımı :: RPG :: Rpg Puanlama-
Buraya geçin: