Hunger Games Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Hunger Games Rpg

May the odds be ever in your favor!
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Iver

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Iver Primwood
2. Mıntıka Vatandaşı
2. Mıntıka Vatandaşı
Iver Primwood


Mesaj Sayısı : 4
Kayıt tarihi : 06/05/12

Iver Empty
MesajKonu: Iver   Iver Icon_minitimePaz Mayıs 06, 2012 11:36 am

    Nefret dolu olmaya hakkının olmadığını biliyordu, eğer hissettiklerinizi kimse umursamıyorsa duygular insanı yormaktan başka bir işe yaramazdı- ve Dimitra kendisinin, Yunanlığının ihtişamı sağ olsun İngiltere’ye gelmiş gereksiz işçi nüfusu grubunda yer alan kendisinin ne düşündüğünü ipleyen kimsenin olmadığına emindi, fakat…
    McDonalds ve WalMart, iki işinden de gerçekten nefret ediyordu. İkisini karşılaştırmaya kalksa hangisinden daha çok iğrendiğine bile karar veremezdi, böyle de mühimdi durum. Çocukları gibiydiler, ayıramıyordu.
    Şımarık, nefret edilesi, üvey çocukları gibi.

    Nefesini yavaşça verip ayakları üzerinde sallandı. Gece yarısına yaklaşıyordu saat, mesainin en iyi zamanları sayılabilirdi belki de pek bir müşteri yoğunluğu olmadığı için. Ama yorgunluk Dimitra’nın sevinmesini engelliyordu. Beş saattir ara vermiyordu, bacakları artık hissizleşmişti ve eli kulağında soğuk algınlığı her zamankinden beter olacağa benzer bir şekilde burnunu gıdıklıyor, boğazını yakıyordu. Ayakta durmaya hali yokmuş gibi hissediyordu ama en kötü günlerinden biri sayılmazdı bu. Biraz toparlanmak için yumruğuna öksürdükten sonra müşterinin onaylamaz bakışları karşısında rengi atıp gözlerini yere indirdi menünün olduğu tepsiyi normal tavırlarından bile ürkekçe iterken. Gözlerinin dolması anlık öksürüğün şiddetinden miydi yoksa tırstığından mıydı bilemiyordu- Burada patronlarına şikayet edilmemişti Dimitra, ve edilmemeyi de umuyordu. Bu işe ihtiyacı vardı, olmasa burada bir saniye durmazdı.


    ‘‘Buyrun.’’ diye mırıldandı belli belirsiz sesiyle bile aksanını saklayamayarak.
    ‘‘Ben de burada temizliğe dikkat ediyorlar sanıyordum,’’ dedi şu Dimitra’nın yüzüne bakmaya korktuğu müşteri –hoş, kimin yüzüne bakabiliyordu ki? Dimitra göz ucuyla kadının iki tombul çocuk sahibi bir anne olduğunu gördü. Gece yarısında, çocukları acıkınca McDonalds’a getiren bir anne. Bilinçsizliğin yapı taşı.
    Eğer gülebilse gülerdi, gerçekten. Fast food restoranında hijyen mi? Şakaysa çok komikti, gerçekte hiç komik değildi. Başka neler sanıyordu acaba bu kadın? Burada bir hayvanın derisinden organlarına kadar her şey kıyma malzemesi yapılabiliyordu, tanrı aşkına hijyenden bahseden kimdi?

    Kadın Dimitra’nın yakasındaki karta bir bakış atıp –ki aksanı duyduktan sonra bir de ismi yüzünden ah şu göçmenler bakışını yemişti Dimitra- kıçını dönüp giderken Dimitra göğsüne kaya gibi oturan berbat bir korkuyu hissetti. Garip bir şekilde fazla panik yaptırmayan bir korkuydu bu, sadece… Ağırdı. Savunduğu her şeyin –çevre, hayvan hakları- aksine giden burada çalışmak yeterince zorken bir de bilgisiz insanlar ve kovulma paranoyasıyla uğraşıyordu. Acıydı, çok acı. Hissizleştiği zamanlar mı yoksa her şeyden nefret ettiği zamanlar mı daha iyiydi bilemiyordu, ama şu an ikinci halindeydi.

    Bunu hak edecek ne yapmıştı ki, tanrım. Niye bazı insanlar diğerleri kadar şanslı olamıyordu? Dimitra, kendisiyle birlikçe çalışanlar gibi değildi. Hani o okulu sallamayıp, zamanını saçma sapan harcayıp sonu bir fast food restoranında ölümüne çalışmak olan tiplerden değildi o, hayır. Zekiydi, dersleri iyiydi ama ailesi dağılmıştı ve… Ah para. Para. Neden bu kadar berbat bir şeydi para?

    Bazı şeyleri sorgulamayı boş vereli uzun zaman olmuştu ama hareketleri otomatiğe bağlatan bu işler ona kötü bir alışkanlık kazandırmıştı; Düşünmek. Her seferinde sipariş isteyip kasada aynı hareketleri yaparken beyni hayatın anlamından intihar seçeneklerine kadar çok fazla şey düşünüyordu. Çok. Fazla. Şey. Mutfaktakilere başka bir menüyü hazırlamalarını mırıldandıktan sonra –normal insanların aksine bağırmayı beceremediğinden her seferlerinde mutfaktakilerin yanlarına yürüyüp dürterek söylemek zorunda kalıyordu- müşterilere arkası dönükken gözlüğünün ardındaki yorgun gözlerinden birini yumruğuyla ovuşturduktan sonra iç çekerek arkasını döndü.

    İç çekmek bir hataydı tabii, burnuna o iğrenç patates yağlarının kokusu geldiği anda midesi kalktı ama öğürmemeyi becererek çalışmayı devam etti. Kendisiyle gurur duyuyordu, ilk aylarının aksine artık günde birkaç kez kusmuyordu burada çalışırken. Bu bir ilerlemeydi. Tam da istediği meslekte bir ilerleme olmasa da…
    Tanrım, bu moral bozucuydu.

    Kafasını 197. intihar seçeneğinden (fırını en yüksek dereceye kurduktan sonra kendini içeriye kilitlemek) uzaklaştırmaya çalışırken teselli bulmaya bile uğraşmıyordu. Dudaklarını ıslattı gözlerinin kapanmasına engel olmak için gene çaba göstermesi gerektiğinin farkına varınca. Saat ilerledikçe uyku ihtiyacı da artıyordu… Uyurken bile beyninin dinlenmesine izin vermediği için özel gücünden öyle nefret ediyordu ki.

    Kadının arkasından binlerce yıl yaşlanmış gibi hisseden bir bakış attıktan sonra gözleri kasa önündeki bir kaç kişiye kaydı utangaçça.
    ‘‘Sipariş vermeyen var mı?’’ dedi mırıldanmadan bir ton yükselttiği sesiyle –bakın, bu da bir ilerlemeydi!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Reid Maxwell
10. Mıntıka Açlık Oyunları Galibi
10. Mıntıka Açlık Oyunları Galibi
Reid Maxwell


Erkek Mesaj Sayısı : 33
Kayıt tarihi : 06/05/12

Iver Empty
MesajKonu: Geri: Iver   Iver Icon_minitimePaz Mayıs 06, 2012 1:04 pm

    #Yazım ve İmla (10/10)
    #Kurgu (15/11)
    #Akıcılık (20/19)
    #Betimleme (25/24)
    #Uzunluk (15/15)
    #Renklendirme ve Düzen (10/8)
    #Bonus (5/5)


    92
    Keyifli rpler.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Iver
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Hunger Games Rpg :: Karakter Yaratımı :: RPG :: Rpg Puanlama-
Buraya geçin: